8 Şubat 2013 Cuma

Modern Combat 4: Zero Hour İnceleme


Son dönemde mobil oyunlara çok fazla vakit ayırdığımı söylersem yalan olur. Özellikle iPhone 4’e geçişimle birlikte hızlanan mobil oyunculuğum, son birkaç aydır sekteye uğradı. Ne var ki piyasayı takibi bırakmadım ve çıkan yeni oyunlardan tek tek haberdarım. Aralık ayının ilk günlerinde yayınlanan Modern Combat 4: Zero Hour da süzgecime takılan oyunlardan biri oldu ve oyunu hemen mercek altına aldım.

İlk olarak App Store, kısa süre sonra da Google Play üzerinden yayınlanan Modern Combat 4: Zero Hour, 2009 yılında yola çıkan serinin son halkası olarak karşımızda. Mobil platformların en iyi FPS yapımlarından biri olan oyunda hem tek kişilik senaryo (Campaign) modu, hem de multiplayer modları bulunmakta. Yeni oyunu oynamaya başlar başlamaz ilk dikkatimi çeken şey, daha doğrusu oyunun aklıma getirdiği ilk şeyse Call of Duty: Black Ops II oldu. Zaten modern savaş temasıyla ilerleyen ve bunu adına da yansıtan Modern Combat serisi, Call of Duty’nin Black Ops II ile iyiden iyiye teknolojiye boğulduğu bir ortamda oldukça benzer detaylarla karşımıza çıkıyor. Oyunun senaryo modunda ABD’den İspanya’ya kadar birçok ülkeyi ziyaret etme şansımız var ve amacımız da Amerikan Hükümeti’ni düşman belleyenlere karşı mücadele etmek. Bu süreçte hem yaya olarak yol alıyor, hem de zaman zaman cipe biniyor ya da helikopter ve -son olarak Call of Duty: Black Ops II’den hatırlayabileceğiniz- drone gibi araçları kullanıyoruz. Senaryo modu boyunca ilerlerken krediler de kazanıyor ve bu kredilerle upgrade, boost ve ekipman seçeneklerine ulaşabiliyoruz. (“Parayı basar, alırım!” diyorsanız başka.) Oyundaki en başarılı detaylardan biri, elimizdeki hemen hemen her şeyi upgrade edebiliyor olmamız. Şarjör kapasitesi, tepme oranı, iyileşme süresi ve daha birçok konuda upgrade mümkün

Senaryo modunu bitirdikten sonra oyunu silmiyor ve hemen multiplayer modlarına geçiş yapıyorsunuz çünkü Modern Combat 4: Zero Hour’un multiplayer içeriği fazlasıyla tatmin edici, hatta belki de oyunun en iyi kalemi. Multiplayer başlığı altında hem Online, hem de Local Wi-Fi seçenekleri yer alıyor. Online’a giriş yaptıktan sonra kendi başınıza bir oyuna girmeniz ya da altı kişilik bir parti kurmanız mümkün. Ayrıca ilk ekranda, multiplayer modundaki tüm istatistiklerinizi görebileceğiniz bölümler yer alıyor. Maçlara geçmeden önce tanıdık bulacağınız bir başka özellik de “loadout” olayı olacaktır ve bu sayede altı farklı tercih paketi hazırlayabiliyorsunuz. Bu bölümde bir de tuzak, yani Shop bölümü bulunuyor ve silahlar, ekipmanlar, yardım araçlar satın alınabiliyor. Multiplayer modları 12 kişiye kadar oyuncu desteği verirken, sekiz ayrı mod (Battle, Team Battle, Capture the Flag, Manhunt, Zone Control, VIP, Barebone, Warfare) içeriyor. Özellikle bazı modları oynarken, yazının başlığında da dile getirdiğim Call of Duty esintilerini fazlasıyla hissedeceksiniz.
Dokunmatik ekranlı cihazlarda FPS oynamış olanlar, Modern Combat 4: Zero Hour’u oynarken herhangi bir zorluk yaşamayacaklardır çünkü alışılagelen bir kontrol şeması mevcut oyunda. Sol tarafta yön tuşu yer alırken, sağ tarafta nişan alma, ateş etme, koşma ve bomba atma gibi seçenekler mevcut. Oyunu telefondan oynarken bir miktar zorlanabilirsiniz ama eğer bir tabletiniz varsa iş daha kolay bir hal alıyor ki kontrol şemasını istediğiniz gibi değiştirme şansınız da mevcut. Evet, dokunmatik ekranlarda FPS oynamak zor, katılıyorum ama yine de Modern Combat 4: Zero Hour ile mobil oyuncular kendilerini fazlasıyla tatmin edebilirler. Özellikle zengin multiplayer içeriği sayesinde oyunun başında saatler geçirmeniz olası.
Level.com

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar