5 Ocak 2012 Perşembe

Mafia II (PC) İnceleme

     Sandbox türü oyunları şöyle bir düşündüğümüzde, ilk akla gelenlerden birisi de Mafia'dır. Bizlere yer altı dünyasının kirli havasını soluma fırsatı veren, kendine özgü atmosferi ve hikayesiyle bir çok oyuncu kitlesini kendine hayran bırakan yapım şimdide ikinci oyunuyla iddialı bir şekilde oyun piyasasına giriş yaptı. 2009 yılında çıkması beklenilen fakat üst üste gelen aksaklıklardan dolayı günümüze kadar ertelenen Mafia 2 nihayet geçtiğimiz günlerde raflardaki yerini aldı. Oyunun gelişim aşamasında yayımlanan her videosu büyük ses getirmişti. Yapımın piyasaya sürülmesiyle birlikte kimi kesimler Mafia 2'yi son derece yeterli bulurken, kimi kesimler ise oyunun tam bir hayal kırıklığı olduğunu belirtmişti. Şimdi ise CyberOyun ailesi olarak bizde sizlere Mafia 2 izlenimlerimizi aktarmaya çalışacağız. Gelin bakalım seneler Mafia Aileleri üzerinde neleri değiştirmiş.
Kirli Bir Dünyaya İlk Adım

      Yazımıza ilk oyundan bir kaç ufak hatırlatmayla başlayalım. Hatırlanacağı gibi ilk Mafia oyunu 2002 yılında piyasaya sürülmüştü. Mafia'nın içinde kısa sürede yükselen ve tüm bildiklerini hükümete anlatan bir itirafçıyı canlandırdığımız ilk oyunda bulaşmadığımız pislik, girmediğimiz çatışma kalmamıştı. Mafia 2'nin ise ilk oyunla direk bir bağlantısı bulunmuyor. Tamamen farklı bir kimlikle, farklı zamanda geçen olaylara tanıklık ediyoruz. Canlandırdığımız karakterimizin adı Vito. Kendisi Sicilya asıllı bir Amerikan vatandaşı. Ailesiyle birlikte küçük yaşta Amerika'ya göç etmişler. Sanırım size bu hikaye ve isim bir yerlerden tanıdık gelmiştir. Eğer The Godfather filmini izlediyseniz, ünlü mafya patronu Vito Carlaone'nin de bir Sicilya vatandaşı olduğunu ve küçük yaşta Amerika'ya kaçmak zorunda bırakıldığını da hatırlarsınız. 2K'lı yetkililer bu filmden ne kadar etkilenmişlerdir bilemem ama karakterimizin ismi ve geçmişi her halde tamamen bir rastlantıdan ibaret değildir. Neyse biz oyunumuza geri dönelim.

       Ailesiyle birlikte Amerika'nın yolunu tutan Vito buranın aslında tam bir kurtlar sofrası olduğunu kısa sürede fark eder. Amerika'da ki en yakın arkadaşı olan Joe ile bir takım illegal işler yapmaya başlayan Vito bir kuyumcu soygunu sırasında yakayı ele verir. Polis tarafından yakalanan Vito, zorunlu olarak askere alınır ve o sıralar devam etmekte olan 2. Dünya Savaşı'nda Sicilya Cephesine yollanır. Kader bu ya, yıllar önce memleketini terk edip giden Vito, yıllar sonra memleketine bir Amerikan Askeri olarak geri dönmüştür.

        Mafia 2'de kontrolü tam olarak bu noktada elimize alıyoruz. Kendi topraklarımızda bir Amerikan Askeri olarak, memleketimizdeki insanları düşman askerlerinin elinden kurtarıyoruz. Oyunun bu kısmı klasik bir eğitim turundan ibaret. Nasıl siper alacağımızı, silahımızı nasıl kullanacağımızı bu bölümde öğreniyoruz. Kısa süren bu bölümden sonra, asıl maceramızın başlayacağı Amerika'ya geri dönüyoruz.

Yeniden Merhaba Empire Bay

      Mafia 2, Empire Bay şehrinde geçiyor. Yapımda ilk oyunla kıyasladığımızda bir çok değişikliğe gidildiğini görebiliyoruz. Bu değişikliklerin en önemlisi de şehir üzerinde yapılmış. İlk oyuna şöyle bir dönüp baktığımızda aradan geçen 8 senenin bir oyunu ne kadar değiştirebileceğini çok net bir şekilde anlayabiliyoruz. 2K Games yetkilileri oyunun geçtiği Empire Bay şehrini devasa ve yaşayan bir şehir olarak nitelendiriyorlardı. Mafia 2’yi oynadıktan sonra bu görüşe kısmen de olsa hak verdim. Gerçekten Empire Bay haritası gayet geniş ve sokakları da cıvıl cıvıl. Yani şehirde yalnızmışsınız hissine kapılmıyorsunuz. İlk Mafia oyunun da şehirle pek etkileşime giremiyorduk. Yani GTA’da olduğu gibi alış veriş yapabileceğimiz, ekstradan para kazanabileceğimiz mekanlar yoktu. Gerçi ilk Mafia oyununda paraya da ihtiyacımız yoktu. Fakat Mafia 2’de bu düşünce tarzı terk edilmiş ve oyuncunun şehirde daha fazla vakit geçirmesini sağlayacak bir takım özellikler eklenmiş. Mesela GTA’da olduğu gibi azalan sağlığımızı fast foodlarda doldurabiliyoruz. Arabamızı bir tamirciye götürüp tamir ettirebiliyor veya üzerinde bir takım değişiklikler yapabiliyoruz. Oyuna bu özelliklerin adapte edilmesi gerçekten hoş olmuş. Bunun yanında ekranımızın alt kısmında bulunan mini harita da daha kullanışlı hale getirilmiş. İlk oyunda sadece arabaları görebildiğimiz radar cinsinden bir haritaya sahiptik. Mafia 2’de ise GTA’da kullanılan mini haritanın bir benzerini ekranımızda sabit olarak görüyoruz. Neyse bu yan detayları söyledikten sonra Vito ile hikayemize devam edelim.

Eskilerden Bir Dost...

     Amerika’ya döndüğümüzde, bizi eski dostumuz Joe karşılıyor. Ardından arabasına atlayıp Empire Bay sokaklarında ufak bir gezintiye çıkıyoruz. Her ne kadar artık beladan uzak bir yaşam sürme gibi bir niyetimiz olsa da ailemizin biz yokken dışarı karşı edindiği borç, bizi bir kez daha Joe ile illegal işler yapmak zorunda bırakıyor.

      Mafia 2’de ilk oyunun aksine para bir hayli değerli. Para kazanmak içinse senaryo haricinde de bir takım işlerle uğraşabiliyorsunuz. En basitinden bir arabayı çalıp, hurdacıya satabiliyorsunuz. Araba çalmanız için iki seçeneğiniz bulunuyor. Ya maymuncukla kilidi zorlayıp açmak, ya da aracın camını kırarak seri bir şekilde aracı yürütmek. Yani Mafia 2’de GTA’da olduğu gibi her araç kapısı açık, motoru çalışır bir biçimde sizi beklemiyor. Eğer çaldığınız arabayı çok beğenirseniz, haritada ki otocuya gidip, araca sahte bir plaka takıp kendi garajınıza çekebiliyorsunuz. Eğer aracı plaka takmadan kullanırsanız polisler sizi gördüğü yerde peşinize düşüyor. Bu da bazı görevlerde başınızı fena halde ağrıtabilir. Bunun yanında plakanızı istediğiniz şekilde şekillendirebiliyorsunuz. Yani dilerseniz kendi isminizi bile yazabilirsiniz. Ayrıca plaka değiştirdiğiniz dükkanda arabanızı boyatabilir, çeşitli cantlar (oyunda rims olarak geçiyor) taktırabilirsiniz.

      Para kazanmanızın diğer bir yolu da soygun yapmak. Dilerseniz gözünüze kestirdiğiniz bir kuyumcuyu ya da silah dükkanını soyabilirsiniz. Oyunda bu tarz yerleri haritadan bakıp görebiliyoruz. Ayrıca en yakın dostumuz Joe oyunun başlarında bize bu tarz mekanları gösteriyor. Yani çaldığımız arabaları nereden satabiliriz, plakalarını nereden değiştiririz bunların hepsinin Joe eşliğinde öğrenebiliyoruz. Zaten Mafia 2’nin ilk 2-3 bölümü eğitim turu niteliğinde. Yani her bölümde yeni bir şeyler öğreniyorsunuz. Zaten oyun sonradan hafif bir tekrar tadı vermeye başlıyor.

Serseri Değil... Mafya Adamı!

     İlk Mafia oyununda basit bir taksi şoförüyken bir gecede hayatımız değişiyor ve ertesi güne mafyanın bir üyesi olarak uyanıyorduk. Mafia 2’de ise mafyaya girmek o kadar da basit değil. Oyunun büyük bir kısmında kendi isminizi duyurmaya, kendi çapınızda işler yapmaya çalışıyorsunuz. Yani mafya adamından ziyade taşeronluk yapan serseri bir mayın gibi ortalıkta dolaşıyorsunuz. Daha sonradan ise mafya ailelerinden bir babanın dikkatini çekerek kariyerinizi inşa etmeye başlıyorsunuz.

      Aslına bakarsanız, mafyaya girdikten sonrada olayların rengi pek değişmiyor. En fazla çatışmaya girdiğiniz adamların sayısı artıyor diyebilirim. Polisler sizin üyesi olduğunuz mafya adamlarının yaptıklarını görmezden gelirken, her ne hikmetse Vito’yu sade bir serseriymiş gibi kovalamaya devam ediyorlar. Fakat polislerden kaçmak ilk oyunda ki kadar zor değil. Zira bir iki sokak değiştirdikten sonra sizi kovalamaktan vazgeçiyorlar. Ayrıca Mafia’da olduğu gibi kırmızı ışıkta geçtin, kaldırıma çıktın gibi basit nedenlerden dolayı da peşinize düşmüyorlar. Yalnız... Şehirde bulunan hız limit tabelalarına dikkat edin. Çünkü polisler azami hız konusunda çok titiz. Şayet bir caddede “Speed Limit 20” yazıyorsa ve siz 21 ile gidiyorsanız, direk sirenleri yakıp peşinize düşüyorlar. Bu kovalamaca esnasında olurda bir kaza yaparsanız arabanız kullanılmaz hale gelebiliyor. Bu durumda eğer vaktiniz varsa arabanızı inip tamir edebiliyorsunuz. Vito, arabanın kaputunu açarak bir takım işlemler yapıyor ve araba çalışıyor. Kaza esnasında canınız çok azaldıysa, etraftaki fastfoodlara gidip sağlığınızı doldurabiliyorsunuz. Diyelim ki üşendiniz, doldurmadınız. O zaman gideceğiniz görevde sağlığınız max. o kadar dolabiliyor. Yani yara aldığınızda siperin arkasına saklansanız bile canınız max. kazadan sonra kalan canınız kadar dolabiliyor.

Seri Bir Katil

     Mafia 2’de ki karakterimizin hareketleri de son derece seri. İlk oyunu şöyle bir düşündüğünüzde Tommy, çatışmalar sırasında son derece vasat kalıyordu. Tek yaptığı eğilmekten ibaretti. Vito ise son derece seri ve atletik bir kişiliğe sahip. Mesela boyu kadar yükseklikteki bariyerlerden rahatlıkla tırmanıp atlayabiliyor. Yada bir siper gördü mü bir kaç metre öteden kendini siperin arkasına atabiliyor. Ayrıca bire bir dövüşlerde de Vito son derece sert yumruklara sahip. Dövüş esnasında çeşitli tuşları kullanarak farklı combolar yapabiliyoruz. Genelde silahımıza başvuruyor olsak bile, tek tük karşımıza çıkan dövüşlü görevlerde Vito bileğinin hakkını veriyor.

     Mafia 2’de bilek gücümüzün haricinde en büyük yardımcımız olan silah gücümüzü kullanmanın en etkili yolu ise siper almak. Oyunda hemen hemen her yeri siper olarak kullanabiliyoruz. Duvarları, arabaları, çöp bidonlarını... kısacası Vito, vücudunu sığdırabileceği her nesnenin arkasına geçerek siper alabiliyor. Mafia 2’de ki siper alma sistemi de, siper ardından ateş etme sistemi de son derece başarılı olmuş. Oyun esnasında bize yardımcı olan yandaşlarımızda aynı bizim gibi siper alabiliyor yada kafalarını çıkartıp ateş edebiliyorlar. Yalnız bu zeka fazlalığından düşmanlarımızın yararlandığını pek söyleyemeyeceğim. Her ne kadar onlarda siper arkasına saklanabiliyor olsalar da, sürekli aynı noktalardan ateş ediyor olmaları bana çok saçma geldi. Hatta o kadar vasat bir yapay zekaları var ki, vurulup siper dışına düştüklerinde kalkıp aynı yere girip, aynı şekilde bize ateş etmeye çalışıyorlar. Yine de o kadar artının yanında bu eksiyi fazla önemsemek doğru olmaz diyerek, yapay zekasızlık olayını kısa kesiyoruz.

Genel Yorum

     Oyuncuların merak içerisinde beklediği Mafia 2 bana göre, beklentileri karşılayabilecek seviyede bir yapım olmuş. Şehir atmosferi, görevler, hikaye kurgusu ve oynanış son derece yeterli bir seviyede. Oyun görsellik yönünden de gayet başarılı bir çizgide. Eğer gerçekten kaliteli bir ekran kartına sahipseniz, oyunun ne derecede kaliteli olduğunu daha rahat anlayabilirsiniz. Mafia 2’yi PS3’te oynayan arkadaşlara da 2K’nın yaptığı bir açıklamayı hatırlatmak isterim. 2K Mafia 2’de ki bazı görsel özelliklerin PS3’te bulunmadığını söylemişti. Bunun nedeni sanırım PS3’ün grafik işlemcisinin Mafia 2 ile uyuşmazlığından ileri geliyor. Neyse sonuç olarak, 2002’de doğan Mafia efsanesi, 2010’a da damgasını vurmayı başardı. Gayet başarılı bulduğum bu oyunu bütün oyuncu arkadaşlara ve CyberOyun okurlarına şiddetle tavsiye ederim. Unutmayın... Herkes Oyun Oynar!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Popüler Yayınlar